30 Mayıs 2013 Perşembe

Su çiçeğini de atlattık



Büyük kızım cumartesi günü çiçek dökmeye başladı. Ctesi enerjisi fena değildi, ama pazar günü artık hem enerjisi bitmişti hem de döküntüler had safhaya ulaşmıştı. Ellerinin içinde bile vardı. 

Eğitimin en güçlü temeli evde atılıyor galiba "Tot Schooling"


"Tot" Türkçede kullandığımız; bızdık, yumurcak, ufaklık gibi bir kelime schooling ise eğitim öğretim terbiye. Genel anlamı "evde oynanan oyunlarla ufaklıklara yönelik eğitim öğretim faaliyetleri".  Püf noktası ise faaliyetlerin tamamen çocukların ilgi alanlarına göre seçiliyor olması. Faaliyetin cinsine, çocuğunuzun ilgisini çekip çekmemesine göre belli sayıda faaliyet belirleyip bunları çocuğunuzla birlikte yapıyorsunuz. Çocuğunuzun okul öncesi belli yetenekleri, el becerilerini kazandırmak için yaptıracağınız bu faaliyetler sırasında çocuğunuzla iletişiminizi de çok güzel gelişiyor. Ben yaklaşık 3 haftadır uyguluyorum. Henüz bir program yapamadım.

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Çocuklar için yaz kampları




Yok hayır benim kızlarım yaz kampları için henüz çok küçükler.

Hikayem şöyle başlıyor; İki yıl önce Amerika'lı bir arkadaşım çocuklarını yazın organik tarım yapılan bir çiftlikte kampa yollamış, nasıl güzel zaman geçirdiklerini, nasıl faydalı olduğunu anlatmıştı. Çiftlikte tüm tarımsal faaliyetler geleneksel olarak yapılıyormuş, çocuklar bir ay boyunca ciddi ciddi çalıştırılıyorlarmış ama çok eğlenmişler. Ziraat mühendisi ve doğa hayranı bir insan olarak kampa çok imrenmiştim. Aklımın bir köşesine yazdım. Belki benimkiler büyüyene kadar Türkiye'de de böyle yaz etkinlikleri düzenlenir. Sabah bloglar arasında gezinirken, Türkiye'de de bazı güzel uygulamalar olduğunu gördüm. Çocuklarınızın veya tanıdıklarınızın çocuklarının unutulmaz, eğlenceli ve eğitimlerini sağlayacak bir yaz geçirmelerini sağlayacak üç alternatif buldum. 

28 Mayıs 2013 Salı

Çocuk odasında nelere dikkat edilmeliymiş ?



Yeni evimize 4 sene önce taşınırken büyük bir heyecanla, bir sürü parçadan oluşan masif bir takım almıştım.  O zamanki aklımla beğenerek hazırladığım odada hangi yanlışları yapmışım? bugünkü aklımla bir oda döşeseydim nelere dikkat ederim konusunda yazdığım yazıma BURADAN ulaşabilirsiniz. 

Kızlar şuanda aynı odada kalıyorlar, gelecek sene odalarını ayıracağım. İkinci odada neleri yapmam, neleri yapmamam gerektiğini araştırırken "Odalarını oyun oynama ve eğitim alanı olarak cazip hale getirmek için" bana ilham veren, aşağıdaki 7 maddeyi buldum. 

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Su çiçeği mi?


Geçen salı Begüm'ün çenesinde küçük bir sivilce çıktı. Koparma! oynama! uyarılarıma rağmen kızım onu epey bir kurcaladı. İki gün sonra bu defa karnında bir sivilce çıktı "bugünlerde çok çikolata yedi" şeklinde yorumladım. Akşam üstü annem aradı Begüm biraz halsiz saat 3'de uyudu dedi, "Allah Allah öğlen uykusunu 2,5 yaşında bıraktı eğer öğlen uyuyorsa gerçekten de hastadır" 5'de eve gittiğimde hafif ateşi vardı. Çenesindeki yara da sanki biraz daha kızarmıştı. Sırtım kaşınıyor dedi, kürek kemiklerinin ortasında bir küçük sinek ısırığı. Evde bir böcek mi var acaba? diye düşünmeye araştırmaya başladım. Cuma günü gayet iyiydi okuluna gitti, akşam üstü eve geldiğinde halsizmiş. Karnında bir iki tane daha sivilce çıkmış. Herhalde dünkü ateşlenmesinin etkisiyle oldu diye düşündüm. Cuma akşamı iyice güçten düştü. Akşam kucağıma aldım yüzünde oyunlar yaptım yatağına gönderdim o pijamalarını giyerken ben de iki tabak yıkadım, odasına gidip, iyi geceler öpücüğü verirken bir baktım kaşında kocaman bir kızarıklık ucu da su toplamış gibi. Çocuk huysuzlanmaya ve halsizleşmeye de başladı. Uyur uyumaz internete baktım. Bir sürü şey olabilir ama bakıyorum bizimki en çok su çiçeğine benziyor.

24 Mayıs 2013 Cuma

İyi Öğretmen Kimdir?



Begüm bu sene (belki) ilkokula başlayacak. Okul seçimime temel oluşturan iki tane kriterim var. İyi öğretmen, eve yakın okul.  Peki benim için iyi öğretmen kimdir?? nasıl karar vereceğim? Müstakbel öğretmeniyle biraz konuşup, sohbet edip dünya görüşünü, çocuklara bakışını anlamaya çalışarak karar verecektim. Geçen gün "www.ozgurbolat.net" 'de çok güzel bir çalışma okudum. Kısa ve öz bir anlatımla kaleme alınmış yazının can alıcı olduğunu düşündüğüm bazı bölümlerini kesip yapıştırdım, yazının tümüne buradan ulaşabilirsiniz. 

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Nasıl bir anneyim acaba? "Müdür Anne" mi? "Lider Anne" mi?



Aman tanrım aşağıdaki listeyi kendime uyguladığımda "Müdür Anne" olduğum oraya çıkıyor büyük kızımın da dediği gibi hakkatten bazen gıcık bir anneymişim :)... 

21 Mayıs 2013 Salı

Çocuklarla İletişim


Büyük kızım 2,5 yaşında kreşe gitmeye başladı. Bir hafta sonra öğretmeni "ne istediğini çok iyi bilen bir çocuk demişti". Begüm, benim inatçılık ilk ve daha sonraki kreş öğretmenlerinin tanımına göre "ne istediği bilen çocuk" olma özelliğini 2 yaşından itibaren göstermeye başlamıştı. Bez kullanmayı kendi kendine bıraktı mesela, bir gün altını bağlarken -altımı bağlama demişti, ben çiş yapmam-. Gerçekten de yapmadı. Akşamları bağlıyordum bir ay sonra onu da bıraktırdı. Ayağımda sallıyordum, ben kendim uyumak istiyorum dedi (gerçi şimdilerde kardeşini kıskandığı için arada ayakta sallanmak istiyor), kendim yerim, kaşık ver. Daha bir sürü örnek. Ben ise biraz annemden gördüğüm katı sistemin etkisi, biraz acemilik, biraz tahammülsüzlükle çocuğumla inatlaşma yoluna gidiyordum. Şimdi durum, ne söylersem benimle inatlaşan bir çocuk oldu. Oysa bazen sessizce gözlemliyorum son derece olgun bir çocuk, nazik ve duygusal. Fakat inatlaşmalarım ve bazen de dayatmalarım çocuğu söylediklerime karşı dirençli yaptı sanırım. Ne kadar yanlışmış. Okuduğum bir yazı, "çocuğunuzla iyi iletişim sadece çocuğunuz için değil sizin iyi hissetmeniz için de önemli diyordu". Bazı önerilerde bulunuyor. Birkaç tanesini uyguladım gerçekten kolayca yapılabilecek ve her iki tarafı da mutlu edecek öneriler....

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Lütfen Benim Kızlarımı Sevmeyin !


Büyük kızım doğduğundan beri kendisine dokunulmasını sevmez. Ben bile izin isteyerek öpüyorum bazı zamanlar. Demek ki o sırada kendisini öptürmek istemiyor. Küçük kızım ise biraz da babanın "aman o herkese öptürür, çok sakindir çok munisdir" dolduruşuyla hemen yanaşır -ki bu benim hiç hoşuma gitmiyor-. Bir insanın bedeni özeldir. Çocuk bile olsa. İzin alınmadan hele hele de yüzüne asla dokunmamalıyız. Çocuk olduğu için büyüklere uygulayacağımız davranıştan farklı olarak onunla sınırlarımızı koruyarak sohbet edebiliriz ancak. Elin temiz mi kirli mi? çocuk kendisine dokunulmasından hoşlanıyor mu? hoşlanmıyor mu? soruyor musun? 
Yolda gördüğümüz çocuklara uygulanan davranışları büyük bir insan için uygularsak ne saçma bir şey yapıldığı ortaya çıkar...

17 Mayıs 2013 Cuma

Anne yemekte kızlar faaliyette (2)


Dün Bauhause'dan tek tarafı yapışkanlı şeffaf kağıtlardan aldım. Bu kağıtlar rulo halinde kırtasiye bölümünde satılıyor. Ben küçük boyunu aldım 12 lira. Camlara, cam raflara, duşakabinlere yapıştırılmak için kullanılıyor.Camınıza yapıştırdığınızda şeffaf olduğu için diğer çözümler gibi karartmıyor, fakat puslu olduğu için içeriyi de göstermiyor, çeşitli desenleri var ben düz olanını aldım.

16 Mayıs 2013 Perşembe

Paranoyak mıyım neyim?


Paranoya, aşırı endişe veya korkuyla karakterize edilen, sıkça mantıksız kuruntularla bilinen bir rahatsızlıktır. Kelime Yunanca'da, "παράνοια" (paranous) "düpedüz delilik" anlamına gelir (para = dışarda; nous = akıl, aklını kaçırma) ve terim geçmişte kuruntu, delirme durumlarını ifade etmek için kullanılmıştır. Wikipedia' dan aldım bu tanımı. Aslında her anne biraz paranoyak değil midir?. İşte bu kuruntuları mı kendimce gidermek için kullandığım bir kaç güvenlik önlemi.

Ufaklık tansiyon ilaçlarını yuttu mu acaba?



Annem tansiyon hastası, ilaçlarını da doğal olarak çantasında taşıyor. Dün annem mutfakta iş yaparken ufaklık da annemin çantasını açmış...

15 Mayıs 2013 Çarşamba

6 yaş okula gitmek için erkenmiş!


Off offf dün bir eğitimciyle görüştüm. Biraz tanıdıktan sonra O'na sadece eğitimci demenin yanlış olduğuna karar verdim. Eğitime gönül vermiş, kendini bu alanda akademik olarak da geliştirmiş, bundan sonraki hayali bildiklerini kendi eğitimci arkadaşlarına aktarmak olan bir öğretmen (eğitimcinin eğitimi). Umarım kızıma böyle bir öğretmen denk gelir.  kısacık konuşmamızda aklımı iyice karıştırması ezberimi bozması dışında her şey güzeldi. Bana şunları anlattı...

14 Mayıs 2013 Salı

Bugün okulda neler yaptın?


Kızımı okuldan aldıktan sonra ilk olarak bu soruyu sorarım genelde. Kızım da "oynadık, resim çizdik," belki bir iki tane farklı faaliyet adı söyleyerek cevap verir böylece de bizim dialoğumuz tamamlanır. Sonra dikkat ettim annem de bana aynı soruyu soruyor "ne yaptın kızım bugün işinde? yorgun musun?" benim cevabım da "yok değilim çalıştım geldim bir değişiklik yok"  oluyor. İki gün önce okuduğum bir yazıdan ilham alarak çocuğumu okuldan aldıktan sonra sorduğum soruları farklılaştırdım şöyle ki; 

Anne yemekte kızlar faaliyette



9 mayıs tarihli yazımda "Her şeyi devlet okulundan beklememek"  lazım demiştim sonra da çocuklarımın el becerilerini geliştirebilmek için üç tane faaliyet belirlemiştim. O yazımda yazdığım "tepside un faaliyetini" büyük kızım çok sevdi, her şeyi yiyen küçük kızımın da midesi çok sevdi. Una parmağını batırıp batırıp yedi.İşten gelince hepimiz mutfağa doluşuyoruz.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Hiç b..tan bir sebepten kavga olur mu?


Pazar sabahı ailecek kahvaltımızı yaptık. Güzel. Herkes yemeğini yedi. Ufaklık tuvalete gitti. Ben mutfağı toparlıyorum. Büyük kızım da odasında oynuyor. Baba gazete okuyor. Harika. Sonrasında....

10 Mayıs 2013 Cuma

Bu kadar yorgun olmasına rağmen neden uyumuyor acaba?

Uykudan önce evimin hali 


Büyük kızım sabah 9.00'da okula gidiyor, öğleden sonra 14.30'da çıkıyor. Eşim okuldan alıp parka götürüyor, oradan bir yerlere daha gidip, akşam 4-5 gibi geliyorlar. Eşim de, ben de bu kadar yorulan çocuğun artık rahatlıkla uykuya dalmasını beklerken, kızımız sanki yeni uykudan kalkmış gibi yüksek bir enerji ve yorgunluğun verdiği huysuzlukla sinir topu olarak evin içinde zıplayıp duruyor. Bugün bir makalede okudum o kadar normalmiş ki. Yorgun olan çocuk uyumazmış.....

9 Mayıs 2013 Perşembe

Kızımın el becerileri gelişirken...



Çocuklar için el işleri

Akşam yemeğimizi yedik, ufaklık erkenden uyudu, büyük kızım sıkılmaya başladı, sıkılmaya başlayınca beni didiklemeye başladı. Aklıma bugün yazdığım el becerilerini geliştirme faaliyetinin ilkini gerçekleştirmek geldi. Fırın tepsisine unu koydum...

Her şeyi devlet okulundan beklememek lazım (1)


Daha önce de yazdığım gibi kızımı devlet okuluna göndermeye karar verdim. Kızlarım ile ilgili ne karar alırsam alayım mutlaka aklımda soru işaretleri oluyor. Kararsızlık terazim öylesine dengede duruyor ki, bir taraftan bir tarafa doğru milim oynamıyor dolayısıyla da seçimi yapmak için "portakalı soydum ..." yolunu denemekten başka seçenek kalmıyor. 

Devlet okuluna karar verdikten sonra araştırma yapmaya başladım,  özel okullarda verilen "özel eğitim" eksikliğini evde nasıl giderebilirim sorusunu cevabını arıyorum. Hani şu "analitik düşünme yeteneği kazandırıyoruz", "el becerilerini geliştirmeyi hedeflliyoruz", "çocuğun içindeki cevheri ortaya çıkarıyoruz", "bilmem ne eğitim metoduyla çocuğunuzu şekillendiriyoruz" türünden "özel eğitim"ler. Ben evde neler yapabilirim?...

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Nedir bu burun karıştırma merakı?


Nedir bu burun karıştırma merakı allah aşkına? Elleri burunlarından hiç gitmiyor. Büyük kızım sınıfındaki bir çocuğun burnundan çıkardığını yediğini söyledi.....acaba?????? düşünmek bile istemiyorum. Ben kreşe giderken de hatırlarım, yanımdaki sırada oturan bir arkadaşım vardı ve bütün ders boyunca... iiyykkk. Fakat küçük çocuklar için burun karıştırmak iyi bir şeymiş..

Kızlarımla fotoğraflarım o kadar az ki:(



Çeşitli nedenlerle kızlarımın fotoğraflarına bakarım bazen. Özellikle büyük kızımın bir sürü fotoğrafı var. Küçüğün büyük kızıma göre biraz daha az fotoğrafı var. Eşimin kızlarıyla harika fotoğrafları vardır. Zaten kendisi de beğendiklerini çerçeveletip çerçeveletip asar duvarlara. Peki benim???? 

7 Mayıs 2013 Salı

Kızlar Kavga Ediyorlarmış


Kardeş kavgasını bilmeyen yoktur herhalde (ben bilmiyorum aslında :), az önce annem telefon etti, "Bunlar birbirini yiyor, senin o küçük cadı almış Begüm'ün kalemini evde fır dönüyor, ötekisi de bas bas bağırıyor". Sen dedim kapını kapat bırak onlar kendileri hallederler. "Nasıl halletsinler? birbirlerini yiyorlar" dedi.
5-6 ay öncesine kadar ben de bu kavgalarda hakemlik yapıyordum, bu arada paylaşmak, birbirleriyle oynamak konusunda da nutuklar çekiyordum,  sonra çok önemli bir şeyin farkına vardım...

Kızımla Birlikte Devlet Okuluna Hazırlanırken..


Özel okul mu devlet okulu mu tartışmasında sanırım herkesin hem fikir olduğu tek nokta "öğretmeni iyi olsun", elbette öğrenci de iyi olmalı. İki gün önce son derece parlak bir öğrencilik hayatı olan arkadaşımın oğlu hakkında konuşurken arkadaşım "kızım için de hep oğlumunki gibi bir öğretmen diliyordum sonra öğretmen olan kız kardeşim dedi ki;  -abla o öğretmenin nesi iyiydi allah aşkına sınıfın hepsi döküldü bir tek senin oğlun aldı başını gitti 24 kişilik sınıfta sadece birisi başarılıysa o öğretmenin başarısı değildir-" dediğini anlattı...
Özel okul arayıp duruyoruz aslında "eğitim öğretim" faaliyeti ağırlığın büyük oranda öğrenci ve öğretmende olduğu ama %20-30'da anne babaya bağlı bir sistem. Adı üstünde eğitim-öğretim. Çocukken parmaklarla yapılan oyun gibi; bu eğitmiş, bu öğrenmiş, bu tekrar ettirmiş, bu aile içinde huzurlu ve mutlu bir ortam hazırlamış, çocuk da hayata atılıp "hep bana hep bana" demiş :)  Çok büyük bir değişiklik olmaz ise çocuğumu evimizin yakınında, ağaçlar arasında yerleşmiş devlet okuluna göndereceğim çıkışta da tam karşısındaki kreşe etüde gidecek. Özel okul testlerinde yapılan bilgilendirmeleri değerlendirdiğimde kızımla devlet okuluna hazırlanırken şu faaliyetleri yapmamızın iyi olacağını düşünüyorum.... 

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Özel Okul mu? Devlet Okulu mu?



Cumartesi günü Ankara Çayyolundaki Doktorlar Eğitim Koleji görüşmemiz vardı. Diğer okulların nasıl olduğunu bilmiyorum, Doktorların sahibi ilköğretime başlayacak çocukların hem kendisi hem de ailesiyle görüşme yapıyormuş. Gayet profesyonelce. Küçücük bir okul olmasının da etkisi var tabii. Aklım çok fazla karışmasın diye çok fazla okul gezmedim. Bir de MEV'e (Milli Eğitim Vakfı) bakacağım. Ama gönlümdeki okul şuanda kızımın anaokuluna devam ettiği "Koru İlköğretim Okulu". Doktorlar Koleji ile ilgili ilk izlenimlerim şöyle....

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Ayağımda sallasam da mı uyutsam? sallamasam da mı uyutsam?



Büyük kızım doğmadan önce kararımı vermiştim "ben kızıma kendi kendine uyuma eğitimi verecek ve asla ayağımda sallamıyacaktım". Hem zararlıydı, hem de ben modern bir anneydim. Ayakta sallamak mı? Aaa daha neler...

3 Mayıs 2013 Cuma

Kardeş Kavgası mı?


Ben tek çocuğum. Kendimi bildim bileli de kardeş istediğim için çocukken bile bana birazcık yanaşan çocuğu hemen kardeşim ilan eder her şeyimi de paylaşırdım. Oysa kardeşi olmanın birinci kuralının "hiç bir şeyini kardeşinle paylaşma!" olduğunu kızlarımı doğurduktan sonra öğrendim. 

Gece kitaplarını okuduktan sonra küçük kızım kitabı alıp resimlerine bakmak istedi, büyük mızmızlanmaya başladı "ama o benim kitabım, daha önce de vermiştin yırtmıştı (ne yazık ki :( doğru söylüyor),  o zamanda bakarım yırtmaz demiştin) kızımın mızmızlanmasına bir iki cevap yetiştirdikten sonra Prof. Dr. Sabiha Paktuna'nın bu gibi durumlar için önerdiği formülü uyguladım. 

2 Mayıs 2013 Perşembe

Kızlarım sanki benim aynam


Dün anneannesi büyük kızımı Kuğulu Park'a götürünce ben de küçük kızımı Gordion'a götürdüm. Kızlarımla teker teker zaman geçirmek çocuğumu tanımak açısından benim için daha verimli oluyor. Dün kendi kendime karar verdim, her hafta 2 saat birisiyle 2 saat diğeriyle zaman geçireceğim. Çalışmaya başladığımdan buyana kızlarımın gelişimini biraz daha zor takip eder oldum. Dün küçük kızımla alışveriş merkezini gezdik, dondurma alıp yedik o sırada da sohbet ettik.