10 Temmuz 2013 Çarşamba

İdeal Kreş Nasıl Olmalı?

Çok ağlıyor..."ama ben seni bulamadım" diyor.... "ben de seninle işe geliyim" diyor. Her cümlesi ok gibi. Kendi gözyaşları sicim gibi akıyor. Begüm'de de yarım saat kalıp konuşup ikna ederdim aynı şeyi Müge'ye de yapıyorum. Begüm'de de işe yaramazdı Müge de de yaramıyor. gitme diyor.

Kreşimiz çok güzel. Kreş binası olarak inşa edilmiş. Minnacık, tek katlı, sevimli bir yapı. Nerdeyse 20 yılllık bir kreş, sahibi de öğretmenler de gayet tecrübeli. Bence civarda verilebilecek en sevimli en sıcak kreş mekanı. Bence sıcak bir mekan ama ya kızlarım için. Onlar ne düşünüyor acaba. Bukadar ağladığına göre benim düşüncelerimi paylaşmıyor.

Ben çocuk olsam nasıl bir kreşte olmak isterdim? 


Benim gözümde mükemmel görünen kreşe kızlarımın gözüyle baktım; 3 sınıfın açıldığı oyuncaklarla dolu, yerleri laminant parke olan bir oyun salonu, sınıflarda sıra sıra küçük tahta sandalyeler. Uzatmayayım çocuğun anne kucağından çıkıp geldiği yeni mekanın yuvasıyla alakası bile yok. Tamamen yabancı bir dünyada tamamen yabancı insanların arasında. 

Yuvasındaki hiç bir rutine hiç bir alışkanlığına uymayan yepyeni bir dünya. Herhalde beni alıp "hadi bakalım bugün taş ocağında çalışacaksın diyip tam orada çalışırken hhooppp şimdi gel bakalım  raporlarını falan şu çadıra gir, yere de otur orada iki büklüm yaz demeleri gibi bir şey. Düşünsenize hiç bir şeyi kontrol edemiyorsunuz. Her şeyi tanımadığınız alışamadığınız bir bayan gelip söylüyor. Şimdi uyu, şimdi yemek ye, şimdi kitap okuyoruz. 

Gene kendime dönecek olursam 8 saatimi geçirmek için bana kodlanan hayatta, masaya sandalyeye alışığım, bilgisayar olmalı, öğlen yemek yemeliyim, çalışma arkadaşlarım olmalı. Bir sabah gelip "hadi bakalım seni maden ocağına indiriyoruz deseler herhalde ben bile oturur hüngür hüngür ağlardım"

İki gündür "bir kreş açsam nasıl bir ortam hazırlardım" diye düşünüyorum şöyle bir hayal kuruyorum. Kim bilir? belki ticari açıdan da başarılı olacak bir projedir.

HAYALİMDEKİ KREŞ; Çok kısa bir anlatımla "aynen bir ev gibi döşenmiş" 
sıcak bir ev, güzel salon

Kapıdan giriyorsun, antreyi geçiyorsun, salona geliyorsun , Yerlerde halı var. Güzel rahat iki tane kanepe, çocuklar gün içinde yastıkları alıp yerlere atabilirler üzerinde zıplayabilirler. Saksı çiçekleri var. Duvarında güzel tablolar. Çocuk boyuna göre yapılmış kocaman yemek ve aktivite masası. Arada minik tek veya iki kişilik masalar da var. Büyük masanın üzerinde boya kalemleri kağıtlar, sulu boyalar parmak boyaları. Öğretmenler hep başlarında elbette. 

mutfak, mutfak masası
(Fotoğrafı www.cepaynasiblogspot.com'dan aldım)

Mutfak var, mutfağın masasında kuruyemişler (güvenli olanlardan, öğretmenler gözetiminde yiyilebileceklerden), meyveler, atıştırmalıklar. Atıştırmalık saatlerinde ortada duracak, çocuklar mutfakta habire yemek yapan (mesela Hacer) teyzelerinden su isteyecek, atıştırmalıklardan hangisi hoşlarına gidiyorsa onu isteyecek. Tuvaletleri gelince gene ortalığı sürekli toplamaya çalışan kızdırdıkları, şakalaştıkları (bu teyzenin adı da Sevgi olsun) teyzelerine gidecekler. O çocukları öpe koklaya elleri yıkatacak, kızdırdıklarında uyaracak. Üç güzel öğretmen olacak. Hadi bakalım bugün çiçekleri sulama sırası kimdeyse o çiçeklere su versin, sen de balıkları besle, sen de tavşana marulu ver desin. Çiçeklerin kurumuş yapraklarını almayı unutmayın, tavşan da kaka yapmış onu da kürekle alıver desin. Ortada ingilizce konuşan bir öğretmen bütün çocukları toplayıp şarkı söyleme saati yapsın mesela. Veya bir mizansenle çocuklar gün boyu yolu kaybetmiş bir ablayı oynayan bu ingilizce öğretmenine türkçeyi ve bizim kültürümüzü kendi bakış açılarıyla anlatsın mesela. Çok kalabalık olmayacak (bu yüzden oldukça pahalı bir kreş olmalı), çocuklar hemen hemen sürekli birlikte olacaklar. Belki iki grup olabilir. 2- 4 yaş arası ile 4,5-6 yaş arası mesela). 10-15 çocuklu bir kreş. 

Uyku saatinde bütün çalışanlar, bütün kreş ekibi gelip masal dinlesin. Bütün dünyanın o sırada uyuduklarını sansınlar mesela. Kanpetlerden nefret ediyorum. Küçük gruplarla herkes evin bir yerine çekilsin orada kendi küçük grubunun teyzesi ablasıyla yavaş yavaş uykuya dalsın.

Avlusu olsun bu kreşin. Üstü kapalı, saksılarında çiçekleri, sallanan koltukları, salıncakları olan. Kimi zaman salıncak için, kimi zaman sallanan koltuk için kavga edilsin. Avluyu bütün çocuklar birlikte yıkasın mesela. Çiçekler de sulanacak. 

Söylemek istediğim, kreş kreş olmayacak da içinde Hacer teyzenin, Sevgi teyzenin, Lily'nin, Banu ablanın, Pınar ablanın kocaman bir aile olarak yaşadığı bir ev olacak. 


Çok parası olup böyle bir projeyi uygulamak isteyen olabilir mi acaba? benim hayallerimin sınır yok :)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder