Özel okul mu devlet okulu mu tartışmasında sanırım herkesin hem fikir olduğu tek nokta "öğretmeni iyi olsun", elbette öğrenci de iyi olmalı. İki gün önce son derece parlak bir öğrencilik hayatı olan arkadaşımın oğlu hakkında konuşurken arkadaşım "kızım için de hep oğlumunki gibi bir öğretmen diliyordum sonra öğretmen olan kız kardeşim dedi ki; -abla o öğretmenin nesi iyiydi allah aşkına sınıfın hepsi döküldü bir tek senin oğlun aldı başını gitti 24 kişilik sınıfta sadece birisi başarılıysa o öğretmenin başarısı değildir-" dediğini anlattı...
Özel okul arayıp duruyoruz aslında "eğitim öğretim" faaliyeti ağırlığın büyük oranda öğrenci ve öğretmende olduğu ama %20-30'da anne babaya bağlı bir sistem. Adı üstünde eğitim-öğretim. Çocukken parmaklarla yapılan oyun gibi; bu eğitmiş, bu öğrenmiş, bu tekrar ettirmiş, bu aile içinde huzurlu ve mutlu bir ortam hazırlamış, çocuk da hayata atılıp "hep bana hep bana" demiş :) Çok büyük bir değişiklik olmaz ise çocuğumu evimizin yakınında, ağaçlar arasında yerleşmiş devlet okuluna göndereceğim çıkışta da tam karşısındaki kreşe etüde gidecek. Özel okul testlerinde yapılan bilgilendirmeleri değerlendirdiğimde kızımla devlet okuluna hazırlanırken şu faaliyetleri yapmamızın iyi olacağını düşünüyorum....
- Çocukların kasları henüz çok zayıf olduğu için yazı yazmaktan elleri yorulabilirmiş. Parmakları güçlendirici egzersizler yapmalıyız, boyama olur, kesme olur, tahtaya yazı yazmak olur.
- "Spontane dikkat" derslerdeki ayrıntıyı kaçırmaması açısından önemliymiş. Labirent oyunları, resimler arasındaki farkları bulmak veya kart eşleştirme oyunları gibi oyunlar spontane dikkati geliştirebilirmiş.
- Etüd merkezinde ingilizce varmış. İngilizcede öğrendikleri günlük ev hayatında kullanılabilir.
-Sadece ingilizce değil, okul dersleri de evde o akşam aile meclisinde kullandırılabilir. Çocuğun okul ders programı gün gün takip edilecek demektir.
-Çocuğumun ders dinleme ve anlama alışkanlığını ve yeteneğini en kısa zamanda keşfetmeliyim. Eğer annesi gibiyse işi zor, ben 5-6 kere de ancak anlayan ve defalarca tekrarla aklıma yazabilen bir insanım, inşallah kızlarım tam bir profesyonel öğrenci olan babalarına çekmişlerdir.
- Son olarak Alber Einstein'in şu sözünü hiç unutmayacağım, aklıma dövme yapacağım.
"Herkes üstün zekalıdır. Ama bir balığı ağaca tırmanabilme yeteneğiyle değerlendirirseniz bütün hayatını aptal olduğunu düşünerek geçirecektir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder